Bahar Mektubu
Bir önceki sayının Mektup yazısındaki va’dimiz bu sayının hem 1919’un 100. sene-i devriyesi, hem de 31 Mart Mahallî Seçimleri gibi iki farklı “dosya”yı barındıracağı umudu ile kaleme alınmıştı.
MAKALELER
Sezai Karakoç’un kutlu millet idealinin gerçekleştirilmesinde Türkiye Cumhuriyeti’ne yüklediği tarihî misyon
Kurtuluş Savaşı’nın önemli komutanlarından Kazım Karabekir Paşa, görev yaptığı, gezdiği ve gördüğü yerler hakkında gözlemlerde bulunup bunu yazıya döken asker siyasetçi bir kişidir. 19. Yüzyılın son çeyreğinde 2. Abdülhamit’in açtığı modern okullarda yetişen kuşaktandır. Karabekir de kendi kuşağındaki diğer eğitimli kişiler gibi Türkiye’nin değişiminde rol oynamış bir kişidir. Kuşağındaki diğer aydın-asker-siyasetçiler gibi o da bir kültür insanı özellikleri göstermektedir. Kişisel hayatı ile ilgili ayrıntılı notlar tutma yanında yaşadığı, gördüğü yerleri tetkikçi bir gözle inceleme ve tanıma merakı onda yüksek düzeydedir. Bu yönüyle gördüklerini yazıya dökerek tarih disiplinine katkıda bulunmuştur. Kazım Karabekir, Kurtuluş Savaşı’nda Doğu Cephesi’nde görev yaptığı için Kuzeydoğu Anadolu Bölgesini iyi tanımaktadır. Merkezi Erzurum’da bulunan 15. Kolordu Komutanlığı ve Doğu Cephesi Komutanlığı sırasında Gümüşhane ve ilçelerini de görmüş ve gözlemlerini ayrıntılı olmasa da yazıya dökerek hatıralarında yer vermiştir. Hatıralarından öğrenildiğine göre 1919 yılında Kurtuluş Savaşı’nın başında bir defa, 1923 yılında Kurtuluş Savaşı’nın hemen ertesinde iki defa olmak üzere üç defa Gümüşhane’den geçmiştir. Karabekir, hatıralarında 1919 yılında Kurtuluş Savaşı hazırlıkları için Erzurum’a giderken yaptığı gözlemlerine, 1923 yılı gözlemlerine göre biraz daha uzun yer vermektedir…
Yeni bir hükümet sisteminin benimsendiği 2017 Referandumunun, bu hükümet sisteminin ilk parlamentosunun ve Cumhurbaşkanının belirlendiği 24 Haziran 2018 genel seçimlerinin ardından, mahalli seçimlerle bir serinin sonuna geldik. Bu seçimlerin ardından 4,5 sene seçim yapılmayacak olmasının da tesiriyle süreç çekişmeli geçti. Kimi yorumcular Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin mahalli idareleri artık önemsizleştirdiğini öne sürdü. Oysa mahallî idarelerin anayasadan kaynaklanan tüzel kişiliği, devlet tüzel kişiliğinden farklı bir tüzel kişiliğe dayanması, karar ve yürütme organlarının “genel oya” dayalı olarak oluşması ve yaklaşık 35 senedir kendi başlarına varlık gösterebilecek gelir kaynaklarına sahip olması, bu iddiayı peşinen hükümsüz kılacak kadar açıktı. Ayrıca belediyeler Türkiye’de de siyasetçi sınıfının çıkış yapabileceği önemli bir mecra olma hususiyetini sürdürmekteydi. Seçimden hemen sonra mazbatasını alan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının Meclis oturumlarını internetten canlı yayımlatmaya başlatması, bunun yol ve yöntemlerinin günümüz dünyasında daha da fazla olduğunu göstermekteydi.…
Millî Mücadele döneminde Anadolu’nun tamamında olduğu gibi Antep’te de millet ve memleketin kurtarılması için hassasiyet bulunduğu ve müşterek bir gayeye, “millî hâkimiyete” doğru hep beraber hareket edilmesi gerektiği fikirleri kuvvet bulmuştur (Sakin, 2004: 230-231).
Türkiye’de millî hâkimiyet düşüncesinin şekillenip olgunlaşması ve yeni yönetim olarak karşımıza çıkması meşakkatli bir sürecin sonunda gerçekleşmiştir. Bu bağlamda Osmanlı Devleti’nin Mondros Mütarekesi (30 Ekim 1918) ile varlığının sona ermesi üzerine yaşanan var olma mücadelesi bu sürecin temel dayanağını oluşturmuştur. Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından sonra Anadolu, İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmeye başlandı. Mustafa Kemal Paşa’nın ülkeyi işgalden kurtarıp yeniden tam bağımsızlığa kavuşturmak için başlattığı mücadele, bir nevi millî hâkimiyet mücadelesi olarak da değerlendirilmektedir (Ata, 2008: 82-83). Bu mücadelede halkın ortak hareket etme çabası ve liderlerin de halkı birlik haline getirme gayretleri millî iradenin temel bulmasında önemli bir paya sahiptir (Sakin, 2004: 231).
1. Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti’nin Kuruluşu Yüzyıllar boyunca Osmanlı/İslam toplumunda, çoğunluklada geleneklerin etkisiyle kadın yaşamın birçok alanında görünür değildi. Fakat II. Meşrutiyet Dönemi’nde kadınların yaşam tarzında ciddi değişiklikler oldu. Kadının eğitim düzeyi, iş yaşamındaki konumu, ailedeki yeri ve kılık kıyafeti baştan aşağı sorgulanarak tekrar kurgulanmaya başlandı. Modernleşme alanındaki çoğu gelişmenin öznesi olmaya başlayan kadının hak ve görevleri basın ya da cemiyetler aracılığıyla dile getirildi. 1908 Jön Türk devriminden sonra kadınları toplum hayatına alıştırarak onların haklarının savunuculuğuna soyunan cemiyetlerin başında Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti (Osmanlı Kadınlarının Haklarını Savunma Derneği) geldi. 27 Mayıs 1329 (9 Haziran 1913)’da İstanbul Binbirdirek’te Kadınlar Dünyası Gazetesinin bürosunda Nuriye Ulviye Mevlan (Civelek) tarafından kurulan cemiyet, öncelikle kadınların toplumsal bir rol kazanırken eğitilerek iş hayatında kesinkes yer almaları gerektiğini öne sürdü. 1882’ye kadar nüfus sayımlarında bile adı geçmeyen Osmanlı kadınının ekonomik ve gündelik hayatta yer alması gerektiğini dile getiren disipline olmuş ilk cemiyet Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti idi. Cemiyetin önde gelen isimleri, kadın hürriyetiyle “bütün heyet-i içtimaiyelerin şeklinin değişeceği” tezini savundu. Cemiyet, kuruluş gayesini şu üç ana unsur üzerine inşa etti: “Kıyafet-i hariciye-i nisvanın ıslahı, hayat-ı mesainin ihyasıyla kadınlıktaki sefaletin tahfifi, maarifin tamimiyle nisvanda seviye-i irfanın i’lası”… |
Millî mücadele ruhunun (Bölgesel Anlamda) şekillenmesinde / oluşmasındaTerekeme-Karapapak Türklerinin siyasî, askerî ve kültürel rolleri üzerine bir değerlendirme
Millî Mücadele dönemi, Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’ya ayak bastığı 19 Mayıs 1919 yılı ile Cumhuriyet’in kurulduğu 29 Ekim 1923 yılları arasını kapsamaktadır. Bir milletin kaderinin şekillendiği, büyük ve geniş çapta askerî ve siyasî kararların alındığı, Türk milletinin istiklaline ve istikbaline karar verildiği bir dönemin adıdır Millî Mücadele. Bu dönem her ne kadar tarih aralığı olarak 1919-1923 yılları arasındaki kısa bir dönemi kapsamış gibi görünse de millî mücadele ruhunun şekillenmesi ve oluşması daha uzun ve daha geniş bir zaman dilimini içine almaktadır. 1919 yılı öncesinde Osmanlı coğrafyasında yaşanan askerî ve siyasal hadiseler ya da bir başka deyişle hezimetler ve bu hezimetlerin neticesinde diri ve zinde tutulmaya çalışılan bağımsızlık ve mücadele düşüncesi, millî mücadele ruhunun şekillenmesinde ve oluşmasında etkili olmuştur.
Bölgesel olarak değerlendirip tahlil ettiğimizde -Millî Mücadele döneminin öncesinde olmakla beraber- Terekeme-Karapapak Türklerinin Anadolu’nun doğusunda askerî, siyasî ve kültürel olarak vermiş oldukları mücadele, çeşitli noktalarda göstermiş oldukları gayret, sonraki yıllarda bölgede millî mücadele ruhunun teşekkülünde önemli rol oynamıştır.
Sultan II. Abdülhamit zamanında çeşitli askerî ve politik mülahazalarla 1891 yılında fiilen kurulan Hamidiye Alayları içerisinde Terekeme-Karapapak Türklerinden oluşmuş olan birlikler tesis edilmiştir. Bu birliklerin reisleri Mihrali Bey, Abdülkadir Bey, Binbaşı Kahraman ve Taştan Beylerdir. Bu isimler arasında özellikle Mihrali Bey’in mücadelesinin ve hayatının, yöre halkının bağımsızlık ruhunun şekillenmesinde çok önemli bir yeri vardır. Bugün bile Terekeme-Karapapak Türkleri arasında Mihrali Bey’in kahramanlıkları ve destansı mücadelesi anlatılagelmektedir. İşte bu mücadele azmi ve bağımsızlık anlayışı, askerî bağlamda millî mücadele ruhunu şekillendiren ve oluşmasını sağlayan etmenlerden biridir…
-
154( Bahar 2023)
2023 Seçimleri:Yarış ve rekabet mi,savaş ve husûmet mi? -
153( Kış 2023)
Mondros'tan Lozan'a (mütâreke, konferans, i’tilâfnâme ve muâhedeler...) -
152( Güz 2022)
Karadeniz'de Milli Mücadele -
151( Yaz 2022)
Milli Mücadelenin Batı Cepheleri (III) -
150( Bahar 2022)
Milli Mücadele'nin Batı Cepheleri (II) Savaş yayılıyor:"Sath-ı Müdafaa" -
146( Bahar 2021)
İstiklâliyetlerinin 30. Yılında Türk Cumhuriyetleri -
145( Kış 2021)
100. Yılında Milli Mücadele'nin Güney Cepheleri -
144( Güz 2020)
Milli Mücadelenin Doğu Cephesini Hatırlamak -
143( Yaz 2020)
Doğu Türkistan Türkiyedir. -
142( Bahar 2020)
TBMM 100 Yaşında - 1920/2020 -
141( Bahar 2020)
Yangın Yeri Düşünceleri -
140( Sonbahar 2019)
Siyaset ve Tarih Yazıları -
139( Yaz 2019)
Yargı Reformu, Hukuk, Siyaset, Tarih ve Aktüalite... Fikirler, Görüşler ve Tartışmalar. -
138( Bahar 2019)
Bir asır sonra 1919 sürecinden kesitler -
137( Kış 2019)
Gün Ortasında Karanlık - Doğu Türkistan'da Çin Nazizmi -
136( Sonbahar 2018)
BİRİNCİ CİHÂN HARBİ - 100 YIL SONRA HARB-İ UMUMİYİ YENİDEN TARTIŞMAK -
135( Yaz 2018)
24 Haziran 2018 Siyaset Tarihimizin Yeni Miladı - Ne oldu?, Nasıl oldu?, Ne olacak? -
134( Bahar 2018)
Ortadoğu...Siyasetin akaid'e, akaidin saltanata, düşüncenin keramete, cinayetin ibadet'e inkılabı... -
133( Kış 2018)
Milletlerarası rekabet nazariyât ve tarih yazıları... -
131( Yaz 2017)
Zihniyet, cemiyet, siyaset, tarih...Fikirler, görüşler, tartışmalar. -
130( Bahar 2017)
16 Nisan Halkoylaması Yeni Bir Yol Haritası mı? -
129( Kış 2017)
16 Nisan 2017 Anayasa Referandumu -
128( Güz 2016)
2016 Aralığında TÜRKİYE -
127( Yaz 2016)
15 Temmuz -
126( Bahar 2016)