Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren dönemin hükümdarları imar ve iskân faaliyetlerinde bulunmuş, toplumun ihtiyaçlarını ve refahını sağlayacak müesseseler oluşturmuşlardır. II. Bayezid de İstanbul, Edirne, Amasya gibi şehirlerde külliyeler inşa ettirmiş, Anadolu ve Rumeli’de yaptırdığı çeşitli hayır eserlerini toplumun hizmetine sunmuştur.
II. Bayezid, hayır eserlerinden bir kısmını İstanbul’un merkezi bir yerinde külliye tarzında inşa ettirmiştir. Cami, türbe, aşhane-imaret, sıbyan mektebi, tabhaneler, medrese, hamam ve kervansaraydan oluşan külliyenin yapımı 1501 yılında başlamış, diğer eklentileriyle birlikte 1507 yılında tamamlanmıştır. Külliye ile ilgili düzenlenen vakfiye Arapça olup (VGMA, Defter 2113; Tercümesi: Defter 2148) Rumeli Kazaskeri Mevlana Abdurrahman Çelebi tarafından yazılmıştır. Türkçe vakfiye, Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi’nde mevcut olup Ekim 1505 tarihini göstermektedir. Külliyeye gelir sağlamak ve son derece kalabalık olan hizmetli kadrosunun masraflarını karşılamak amacıyla başta İstanbul olmak üzere Bursa, Edirne, Selanik gibi şehirlerde çok sayıda gayrimenkul vakfedilmiştir…